Posts Tagged ‘israil’

Dünden Bugüne Gazze

GAZZE NERESİDİR?
Gazze, Filistin’in batı bölgesine
düşmektedir. Akdeniz kıyısı boyunca dikdörtgen şeklinde uzanan bir bölgedir.
Güneyden Mısır topraklarıyla sınırdır ve Mısır’a açılan kapının bulunduğu
bölgeye de Rafah bölgesi adı verilmektedir. Türkiye’de bu isim çoğunlukla Refah
diye yazılıyor. Ancak söz konusu bölgenin adı Arapça’dan geçme ve “huzur,
rahatlık” anlamına gelen refah kelimesinin aynısı değildir. Bu yüzden Rafah
olarak yazmayı tercih ediyoruz. Rafah aynı zamanda bölgedeki bir şehrin adıdır.

Gazze bölgesi doğudan ve kuzeyden BM kararlarında “İsrail” olarak gösterilen
bölgeyle çevrilidir. Filistin meselesine ilkesel yaklaşımımız gereği bizim bu
bölgeyi “İsrail” olarak değil, “1948’de işgal edilmiş bölge” olarak
nitelendirdiğimizi hatırlatalım.
Türkiye’de Filistin meselesiyle ilgili
tavırlar ve yaklaşımlar, çoğu zaman bilgi temelinden yoksun kalmaktadır. Bu
yüzden red ve kabullerde bazen sadece bilgi dayanağından yoksun bir muhakeme
yapılmakta, bazen de tamamen sloganik tavırlar ortaya konmaktadır.
Aklî
muhakeme sonucu ortaya konan fikirler genellikle “bana göre, bence?” diye
başlıyor; “? olmalıdır; olmamalıdır” şeklindeki hüküm ifade eden kelimelerle
bitiyor. Oysa kişisel yaklaşımlar hüküm ortaya koymaz. Kişisel yaklaşım sadece
bir tercihtir. Bu tür tercihler de hükme dayanak teşkil etmez.
Biz gerek akıl
yürütme, gerekse tavır koyma konusunda bilgiye dayanılmasının önem arzettiğini
düşünüyoruz. “Olmalıdır; olmamalıdır” demeden önce, “niçin veya neye göre öyle
oluyor, ya da olmuyor?” sorusunun cevabını aramak gerekir

COĞRAFİ YÖNDEN
GAZZE

Gazze bölgesi yaklaşık 363 km2’lik bir alandan oluşmaktadır.
Mısır, Akdeniz ve 1948’de işgal edilmiş bölgenin buluşma noktasında olması
sebebiyle stratejik bir konuma sahiptir. Akdeniz kıyısı boyunca uzandığından,
bölgeye Akdeniz iklimi hâkimdir. Bu yüzden tarımsal yönden verimli araziye
sahiptir. Ancak ileride de dile getireceğimiz üzere, çok sayıda mülteciyi
barındırması ve üzerine inşa edilen Yahudi yerleşim merkezleri sebebiyle tarım
arazileri yeterince verimli bir şekilde değerlendirilememiştir. Gazze kelimesi;
hem belli bir bölgenin, hem de bu bölgenin merkezi konumundaki şehrin ismidir.
Bu sebeple ismin hangi amaçla zikredildiğinin ayırt edilebilmesi için çoğu zaman
“Gazze bölgesi” ve “Gazze şehri” şeklinde isim tamlaması halinde kullanılır. 

NÜFUS YAPISI
Gazze, küçük bir bölge olmasına rağmen bir
milyon nüfusu içinde barındırmaktadır. Yani km2 başına 2755 kişi düşmektedir ki
bu, Türkiye’deki genel nüfus yoğunluğunun 30 katına tekabül etmektedir. Tabiî bu
kalabalık tamamen bölgenin kendi ahalisinden oluşmuyor. Bölgede barındırılan
nüfusun yüzde yetmişini 1948’de işgal edilmiş bölgeden bu bölgeye göç etmiş
mülteciler oluşturmaktadır. Siyonist terör örgütlerinin, 1947’de devlet kurma
merhalesini başlatmalarının ardından çıkarılan savaşta ve ardından gelen
işgalde, çok sayıda Filistinli evini yurdunu terk ederek başka yerlere göç
etmeye zorlandı. 1948’de işgal edilen bölgelerde yaşayan Filistinlilerin önemli
bir kısmı da o zaman henüz işgal altında olmayan Gazze bölgesine sığındı

Yakın tarih ve işgallerGazze’nin tarihi konusunda
çok fazla gerilere gitmeye gerek görmüyoruz. Çünkü bu bölgenin tarihi de
Filistin’in genel tarihinden bir parçadır. Burada sadece yakın tarihte
gerçekleşmiş ve bu bölgeye özel sayılabilecek bazı gelişmelere özet bilgilerle
işaret edeceğiz.
Siyonistlerin 1947’de devlet kurma sürecine girmeleri
döneminde, Gazze onların kontrolleri dışında kalan bölgeler arasındaydı. 1948’de
Filistin’in paylaştırılmasına dair 181 sayılı BM Genel Kurulu kararında; Gazze,
Filistinlilere verilen bölgeler arasında sayıldı. Ancak, Filistinlilerin
kendilerine özel herhangi bir bağımsız yönetim kurmalarına imkân
verilmediğinden, “Filistin” olarak gösterilen bölge Ürdün ile Mısır’ın
hâkimiyetine verildi. Gazze de Mısır’ın kontrolüne verilen bölgeler arasında yer aldı.

 

İLK İŞGAL 1956’DA…
Siyonistler, İngiltere ve
Fransa’yla işbirliği yaparak Mısır’a karşı açtıkları 1956 Süveyş Savaşı’nda
Gazze’yi işgal ettiler. Ancak, 7 Mart 1957’de bölgedeki işgal güçlerini
çektiler.
Bundan on yıl sonra, 1967 Haziran Savaşı’nda Gazze’yi tekrar işgal
ettiler. Bu işgal, Mısır ve Ürdün’ün ihaneti neticesinde gerçekleşti.1967
işgalinden sonra siyonistler, bölgeyi askeri yönden kontrol altına almak
amacıyla Yahudi yerleşim merkezleri inşa etmeye başladılar. Bu yerleşim
merkezlerinin kuruluş süreci ve stratejik ciheti hakkında inşallah daha sonra
bilgi vereceğiz.
1994 Kahire Anlaşması’ndan sonra Gazze ve Eriha’da bir
özerk yönetim kurduruldu. Ancak, işgal devleti o zaman Gazze’deki yerleşim
merkezlerini kapatmadığından, bölgedeki askerlerini de çekmedi. Sadece
Filistinlilerin yoğun olduğu bölgelerdeki askerlerini Yahudi yerleşim
merkezlerinin etrafına ve geçiş noktalarına çekti. Dolayısıyla bölgeyi yine
askeri yönden sıkı bir denetim altında tutuyordu. 2000 yılında başlayan Aksa
İntifadası sürecinde işgalci devlet, askerlerini yeniden Gazze’nin muhtelif
bölgelerine yaymaya başladı.
1948 işgalinde Gazze’ye sığınan
Filistinlilerin, orada normal şartlarda barınabilecekleri evleri,
işleyebilecekleri arazileri yoktu. Onlar oraya sadece kendilerinin ve büyütmekte
oldukları yavrularının canlarını kurtarmak amacıyla sığınmışlardı. Böylesine
kötü şartlarda göçe zorlanan ve huzur içinde yaşadıkları evlerini, arazilerini
terk ederek Gazze’de sefalete mahkûm edilen insanların topraklarını sattıkları
için bu musibeti hak ettiklerini iddia edenler, çok büyük bir iftirayı onaylama
gibi ciddi hataya düştüklerini düşünmelidirler.
Siyonist vahşet karşısında
canlarını kurtarabilmek için Gazze’ye sığınanlar için, orada “mülteci kampları”
adı verilen birtakım barınma merkezleri oluşturuldu. Ama ne yazık ki, BM ve Arap
ülkeleri o insanların öz yurtlarından çıkarılması için icra edilen siyonist
vahşete sessiz kalmış; belki yurtlarından çıkarılan insanların geri dönüş
konusunda ısrarlı davranmamalarını sağlamak amacıyla hiç de iyi olmayan
şartlarda barınma merkezleri oluşturmuşlardı.
SİYONİSTLER
HER ŞEYİ YAKIP YIKTI

İşgalci siyonist devletin gerçekleştirdiği
saldırılar buralardaki hayat şartlarını çok daha kötü hale getirdi. Çünkü
işgalciler gerçekleştirdikleri saldırılarda, buralara önceden kurulmuş altyapı
hizmetlerini tamamen tahrip ediyorlar.
Özellikle Cibaliyâ, Rafah, Han Yûnus
ve Brezilya Mahallesi mülteci kampları, Aksa İntifadası sürecinde çok sayıda
saldırıya maruz kaldı ve buralarda birçok barınak işgalci saldırganlar
tarafından tamamen tahrip edildi. Bu yıkımlar sebebiyle zaten kötü şartlarda ve
sefalet içinde yaşayan aileler tamamen evsiz barksız bir şekilde ortada
bırakıldılar.

İsrail neden
çekiliyor?
Geçmişte siyonist işgal devleti ve onun askeri güçleri
çok fazla abartıldı. Bu, siyonistlerin psikolojik savaşlarının önemli bir
boyutunu oluşturuyordu. Okumaya devam et